Beyin aktivitesinin ayrıntılı analizi ile bir kişinin gördüğü sayıyı belirlemek artık mümkün.
24 Eylül tarihinde Current Biology adlı yayında yer alan bir
çalışmada, beyin aktivitesi incelenerek bir insana kaç nokta
gösterildiğinin tahmin edilebileceği açıklandı.
Bu bulgular, sayıların beyinde ayrıntılı ve spesifik aktivite
dağılımları sayesinde kodlandığı kanısını doğruluyor ve insanın üst
düzey sayısal yeteneklerinin daha derinlikli bir analizine kapı
aralıyor. “Sayılara akortlanmış” nöronlar maymunlarda da bulunmuştu,
ancak
araştırmacılar insan beyninde henüz keşfedilen belirli bölgeler
gibi daha ileri bulgular elde edilmemişti.
Fransa INSERM (Fransız Ulusal Sağlık ve Tıp Araştırmaları
Enstitüsü)’den Evelyn Eger’e göre, “fonksiyonel görüntüleme ile bunların
bulunacağının garantisi yoktu”. Eger şöyle konuştu: “maymunda herhangi
bir niceliği tercih eden nöronlar, başka şeylere tepki veren nöronlarla
birbirine fazlasıyla karışmış görünür, bu nedenle fMRI (fonksiyonel
Manyetik Rezonans Görüntüleme) ile 1.5 mm çözünürlükte –bir vokselin
birkaç bin nöron içerdiği ölçekte- tekil nöronların aktivite
dağılımlarındaki farkların ortaya çıkarılması olası görülmüyordu. Bu
yöntemin –fMRI- çalışması şuna işaret ediyor: muhtemelen tekil nöronlar
için henüz nörofizyolojik yöntemlerle açığa çıkarılmamış daha ayrıntılı
bir tercih düzeni mevcut.”
Araştırmacılar, beyinleri fMRI ile taranmakta olan on kişiye çeşitli
sayılar ya da noktalar gösterdiler. Daha sonra, bu kişilerin hangi
sayıyı ya da kaç nokta gördüğünü ayırt etmek üzere geliştirilmiş bir
yöntemle, gösterilen sayıyı ya da nokta sayısını belirlemeye çalıştılar.
Herhangi bir sayı ve bu sayıdaki noktaya karşılık gelen dağılımlar
bir miktar farklı olsa da, nokta kümelerinin çokluğunun, basamakların
çağrıştırdığı beyin aktivasyon dağılımları ile tahmin edilebildiği
görüldü. Ancak yöntem, ters yönde anlamlı sonuç vermiyor.
Elde edilen bulgulara göre, en azından küçük sayıda nokta için,
dağılımlar sayıların düzenini (örneğin 6’nın 5 ve 7 arasında olduğunu)
çağrıştıracak şekilde adım adım değişiyor. Basamaklar söz konusu
olduğunda ise benzer bir değişim gözlenmiyor; bu durum iki olasılığı
gündeme getiriyor: yöntem henüz yeterince hassas olmayabilir ya da
basamaklar daha hassas ayrık nicelikler olarak kodlanıyor.
Araştırmacılara göre, bu yeni çalışmada kullanılan yöntemler bir
şekilde beynin daha derinlikli hesapları nasıl yaptığını ortaya
çıkarmaya yardımcı olacak.
Eger’a göre “bu kodlarla, sembolik matematiğin muhtemelen dayandığı
en temel yapıtaşlarına ulaşmaya başladık. Halen bu temsillerin
birbiriyle nasıl etkileştiğine ve matematiksel işlemlerde bir araya
geldiğine dair açık bir fikrimiz yok; ancak insanda bunları
ayrıştırabilmiş olmamız, bir noktada bu bulgulara gönderme
yapabileceğimiz çerçeveler elde etme umudu veriyor”.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder